Akçay'ın en kalabalık zamanı, 3 sene önce, sakin sessiz, emekli cenneti denilen yerdi, şimdi İstanbul'un herhangi bir semtinden farkı yok.Hele 30 yıl öncesi ile şimdiki halini karşılaştırsam dudağınız uçuklar. Artık yavaş yavaş buradan demir alma zamanı geldi. Sessiz, sakin bir dağ başı bulsam 3-4 seneye orası da dolar eminim. Bu bayram Gökçeada'daki evine giden arkadaşım, 4 saat vapur beklemiş. Gidilen yer sonuçta bir ada, ne kadar doldurabilirsiniz ki diyorum ama doluyormuş.
Her neyse fazla takmıyorum artık. Akçay'ın içinde durmaktansa çevre köyleri dolaşıyorum. Gerçi buradaki köyler de işgal altında. Kızıl keçili köyümüz kendi halinde bir köy iken, İstanbul'dan gelip yerleşenler ile artık kendinde olmayan bir yer. Eski köy evleri ucuza alınıp yıkılmış yerine beton villalar doldurulmuş.
İnsanlar şehirden kaçıyor ancak gittikleri yeri de, kaçtıkları yer gibi yapıyorlar.
Kızıl keçili köyünün meydanında bir çay bahçesi var. Burada hem yemek yiyebilir hem de çay kahve içip dinlenebilirsiniz. Genellikle esintili ve ağaç altı olduğu için gayet serin. Gözleme, mantı, köfte veya sucuk ekmek yiyecek seçenekleri arasında. Tahinli gözlemeyi yemek sonrasına bırakıp tatlı niyetine yiyebilirsiniz. Yanına ÖzerHisar Ayranını içmeyi unutmayın. Bu ayranın tadı diğerlerinden farklı.Bu bahçenin dışında Akçay içinde rastlamadım. Dağıtım ağları kısıtlı gibi. Tabii testi ile soğuk su ayrı bir güzellik.
Bir de buralara kadar gelenler Sönmez yoğurdunun tadına bakmadan gitmesinler. Piyasada yoğurt diye satılanlardan ne kadar farklı olduğunu göreceksiniz. Körfezdeki yerleri,yavaş yavaş yazacağım. Kimbilir belki yolunuz düşer.
1 yorum:
devamını merakla bekliyoruz...
Yorum Gönder