29 Mart 2012 Perşembe

Yaz tatili

Dün bahsetmiştim yazımda. Hazır yaz geliyorken devam edelim. MFÖ'nün "Agannaga Rüşvet" adlı albümlerinde Yaz tatili isimli bir şarkıları vardır.Yaz Tatili
Benim güzel ülkemde insanlar tatile bile çıkamayacak duruma geldiler. Yıl boyunca köle gibi çalışıp, hakkın da ötesinde olan uzun dinlenmeler silsilesi kabusa dönüyor. Bazı yerler izin vermez, bazısı iznini 15 parçaya böler, bazısı teknoloji yardımıyla iş yerinde hissettirir.Kafayı yemeden tatil yapmak daha da zorlaşıyor.
Bir de sevgili vampir bankalarımız, tatil kredisi adı altında bize kol gibi kazıklar sokmaktadır. 15 gün tatil yap 36 ay öde. Gelecek 3 yılın ipotek altına girsin. Tatil başlangıcı her zaman neşeli olur. Önce hafif elbiseler sonra da mayolar veya bikiniler giyilir. Aslında bizim durum, aşağıdaki fotoğraftaki duruma döner. Soyulduğumuzu anladığımızda ise artık çok geçtir.

Sizi, müziğin dinginliği ve güzel bir yaz tatilinin hayali ile baş başa bırakıyorum.Papelleriniz yerine yüreğinizin yağları erisin.

Yaz tatili, paranın katili
Biraz serinlemeye, kafamı dinlemeye
Giderim ben tatile, elli bini, yüz bini
Bikinisi, bluzu, pantolonu, mayosu
Para kalmaz

Yaz tatili, paranın katili

Bu şapka enfes, şu eteklik harika
İpekli, çok güzel ah bu şal!
Papeller eridikçe eridi
Dilim damağım kurudu
Beş yüz bini versene, milyonları versene

Yaz tatili, paranın katili

Mayomuzu giyelim, lokantaya gidelim
Yedikçe kazığı eğlenelim
On beş günlük dinlenme, birkaç kadeh demlenme
Şarabı da kebabı da, kol gibi kazığı da

Yaz tatili,paranın katili

28 Mart 2012 Çarşamba

Deneylere doğru

Bir MFÖ şarkısı, pek kimse bilmez. Ben yazayım, bilenler hatırlasın, bilmeyenler öğrensin.Yazıyı okurken dinlemek isterseniz: MFÖ-Deneylere doğru


Yayınlayan arkadaş "hiçbir yerde yok" demiş, gerçekten de yok. Bunu da bulmasaydım kendi arşivimden yayınlayacaktım.1992 yılında çıkarttıkları "Agannaga rüşvet" albümlerinin bir kıyısında kalmış, değişik bir şarkıdır. Zaten o albümde bir bu şarkı bir de "Yaz tatili" şarkısını severim. Onu da sonra yazarım.
Şarkıda geçen sunta hikayesini gençler bilmezler. Yine gençlerin bilmediği eski başbakan ve cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel, Türkiye'yi hayali ihracatla tanıştıran ilk kişidir. Hattâ, Hayali ihracat lafının isim babasıdır.1974 yılında Yahya Demirel,yurt dışına demonte ceviz kaplama, 1. sınıf yatak ve yemek odası yerine sunta ihraç etti. Yahya Demirel ortağı Atilla Özçelik ile 1974'te yapılan bu ihracattan 25 milyon vergi iadesi aldı. Suntaların mobilya gibi ihraç edilmesi olayını iki gazeteci ortaya çıkardı: Uğur Mumcu ve Altan Öymen. Yazdıkları yazılarla tüm olayları kamuoyundan haberdar ettiler. Ancak canım Türkiye'm de her şey unutulur ve her şeyin üzeri kapanır.Hayali ihracat davası 10 Şubat 1987'de zaman aşımına uğradı. Hayali mobilya davası 1989'da aynı kaderi paylaştı. Uğur Mumcu'nun katledilmesinin bir davası bile yok ki zaman aşımına uğrasın.
Kısacası, Fuat ve Özkan'ın,şarkıyı söyledikten sonra başımıza iş gelir korkusu ile tırstıkları bu şarkı size bir şeyler söylüyor mu ona bakmak lâzım.

Deneylere Doğru
Topluca bu toplumda bir topluluk
Deneylere doğru
Dilsizler ordusu
Kaval sesleri, sürüler misali
Bir koyunluk

Doğu batı arası köprüymüşüz de
Sentezmişiz bir düşte satılık

Biz ne suntalar ne cuntalar
Flamingo yolları
Science fiction showları
Ve daha neler neler gördük
Yedi kat derinde yasaklar
Kelimeler bitti tükendi
Muska misali bir gizlilik
Ve daha neler neler

Topluca bu toplumda bir topluluk
Deneylere doğru