12 Ocak 2011 Çarşamba

Eğitim günleri

Şirketlerde çalışmanın bir dezavantajı da bu. Eğitim günleri!! Bir işte dikiş tutturamamış veya emekli olmuş da bir işe yaramayan kişiler çıkıp eğitmen adı altında millete ahkam kesiyor. Biz cahil cühela takımı olarak, ağzı açık ayran budalası misali onları dinliyoruz ki çalıştığımız yerlerde daha verimli olalım biraz daha iyi sömürülelim. Yabancı ülkelerde bu tip eğitimleri verip kitap yazan kişilerin kitaplarını alıp, içinden pasajlar aktararak bize 2 gün boyunca eğitim! verdiler geçenlerde. İyi de arkadaş biz Türkiye'de yaşıyoruz, yabancı işyerlerinde  yaşananlar bize uymuyor ki. Elbise biraz büyük geliyor. Bu eğitimler sonucu ne oluyor "Projeler en iyi şekilde sonuca ulaşıp,vizyon, misyon filan tamamlanıyor." Yani çalışanın hayrına birşey yok.Herşey şirket için.
     Fabrikalarda İso9001 nanesi diye birşey var. İşçiler "kalite çemberleri" adı altında gruplar kurarak fabrikadaki aksaklıkları ve sorunları çözüyorlar. Kalitesiz mühendislerin göremediği problemleri çözüyorlar. Bu çalışmalar mesai saatleri dışında ve ücret alınmadan yapılan işler. Zaten bizim memlekette işçi sömürülür, manyak japonların icat ettiği nanelerle kemiğini iliğini kurutalım diyorlar.Çoluğunu çocuğunu birkaç saat eksik görsün ne var.
     Birkaç günlüğüne yine böyle bir eğitime! gidiyorum. Bu eğitimlerin tek katlanılır yanı, akşam yemeklerinde içkinin sınırsız olması. Yasakçı zihniyete değişik fanteziler kurarak yudumlayacağım rakımı. Ben dönene kadar kendinize mukayyet olun.

9 Ocak 2011 Pazar

Alışverişe mi eziyete mi?

Alışveriş merkezlerine gitmeyi hiç sevmem. Mecbur kalırda gidersem yanımdakiler söylenmelerimden ve huysuzluğumdan pişman olur. Altta ki yazıda da belirttiğim gibi bir misafir sayesinde, Gebzecenter diye bir yere gittik. Tüm alışveriş merkezlerinde moda olan güvenlik görevlileri burada da var. Ancak bunlar olayı abartmışlar. Havaalanlarındaki güvenlik sistemleri bunların yanında sönük kalır. Utanmasalar kapıda ötenleri donuna kadar soyacaklar. Bu gerizekalı zihniyetin anlayamadığı birşey var ki insanlar oraya para harcamaya geliyor ve o görevliler o harcanan paralardan maaş alıyorlar. Buna rağmen insanları oraya sokarken en acaip eziyetleri yapıyorlar.Bir de Carrefour, Real, kipa, Koçtaş gibi bir sürü yabancı menşeili market var buralarda. Bu marketlere girerken elindeki poşete bant atmalarına sinir oluyorum. İnsana resmen hırsız muamelesi yapıyorlar.  Bu aşağılamalar yüzünden bu marketlerden alışveriş yapmam. Hadi bu marketlerden ufak mal çalarlar diyelim, Koçtaş'a ne oluyor? Millet klozet mi yürütüyor. Bütün marketlerin %5 çalıntı, kayıp bütçeleri var, ama mağaza müdürleri yıl sonunda bu bütçeyi harcamamayı marifet saydıkları için insanlara hırsız muamelesi yapıyorlar. Bizim insanımızın bu gibi durumlarda tepkisizliğine de anlam veremiyorum. Normal zamanda birinin yüzüne hırsız desen, anana küfreder, her türlü hakareti yapar, polise şikayet eder, mahkemeye verir falan. Kimseye demedim ama yapar herhalde( Yapar mı?) Kendilerine hırsız denilen mağazalara giderler ve onlara para kazandırırlar. Hafta sonları adım atacak yer bulamazsın.Sosyolojik açıdan irdelenmesi gereken bir konu. Market sektöründe çalışan arkadaşlarım var. Normal gün neyse de bayramların birinci günleri  marketlere giden insanların acaip kulaklarını çınlatıyorlar.
   Bildiğim kadarıyla, şimdiye kadar alışveriş merkezlerine bir saldırı olmadı. Buna rağmen bu kadar fazla güvenlik önlemi niye? Amerika'nın insanları üzerinde yarattığı anlamsız ve boş korku senaryoları sanırım Türk halkına da aşılanıyor. Herkes korksun, hiç kimse bu kadar güvenlikçinin içinde güvensizce dolaşsın durumu başka niye olabilir ki?