30 Aralık 2010 Perşembe

Yeni yıl

Her gelen yeni yıl için ütopik taleplerde bulunulur."Dünyada barış olsun silahlar sussun" en ütopiği.Bir arkadaşım "yeni yılda diziler ,yemekteyiz'ler az olsun, okumalar çok olsun" diye yazmış.Bu da hayal. Günümüz Türkiye'sinde insanlar eğitilmesin, okumasın, aptal ve kendilerinin hiç olamayacağı tiplerin oynadığı dizileri, filmleri bol bol seyretsin isteniyor. Amacından uzaklaştırılmış din, futbol gibi kitle afyonları ile uyuşsunlar isteniyor.600 lira asgari ücretle yaşamaya zorlanırken, dün kıçında don olmayanların nasıl trilyonlara sahip olduklarını sormasınlar isteniyor.
Yaşadığımızdan daha kötü bir yıl geçirmemek tek temennim. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu olun.

26 Aralık 2010 Pazar

Haberler maberler

İnsanoğlu bir garip.Hiçbir şeyden mutlu olmaz.Hep daha fazlasını ister ancak kavuştuklarını ne kadar kullanır ayrı mesele.Çok nadir televizyon seyrederim onu da seyrediyor sayılmam. Benim ki bir tür kafa boşaltmak için baş parmak antremanı yapmak. Hızlı geçişlerde dikkatimi ne çekiyorsa orada biraz takılır sonra yine devam ederim. Haberleri seyrediyorum. Artık hükümetin icraatlarına karşı haber yapabilecek bir babayiğit kalmadığından, haberler genellikle magazin gündemi şeklinde sürüyor.Arada bazı haberler var küçük detaylar şeklinde anlatılıyor ve hızlı geçiliyor.Mersinde süt fiyatlarını az bulan çiftçi kardeşlerimiz köyün meydanında süt banyosu yapıyorlar. Gereksiz yere süt ziyanlığı ve kleopatra kompleksi.Hayvanları besleyecek yemleri yokmuş, tarlalarını ekemiyorlarmış. Ülen yakında kendinizi besleyecek buğdayı bulamayacaksınız.  Efenim,TMO 1 milyon ton buğday ithal edecekmiş. Niye ithal ediyoruz onun cevabı yok. Etten sonra bu 2.ci büyük ithalatımız mış. Bize okullarda öğretilenlere ne oldu? Hani biz kendi kendimize yeten ülkelerin en birincisiydik. Konya ovası kadar tarım arazisi olmayan ülkelerden ithalat yapıyoruz. Yıllardır tarım politikalarına önem verilmedi. Doğru düzgün bir planlama yapılmadı. Tarım için kulanılan mazot dahil bütün girdilere inanılmaz zamlar yapıldı. Hasat sonrası en düşük alım fiyatları açıklandı.Tarlasını ekmeyen çiftçiye destekleme primi verildi. Kısaca tarımı geliştirmemek için herşey yapıldı. Bu işlerde en birinci suçlu, hükümetler tamam ancak senin hiç mi suçun yok kardeşim.
 Tarlanı satıp apartmanlar dikilmesine izin vermedin mi?(Adana'da yaşayanlar bilir. Adana'nın Mersin'e doğru uzanan bölümünde Türkiye'nin en bereketli toprakları vardı.Çiftçiler tarlarını sattılar oralara Real-Metro gibi dev alışveriş merkezleri,yığınlarla binalar, apartmanlar,  çevresine de bol bol araba satış yerleri yaptılar.Şimdi o sayın çiftçiler mağazalardan "Pencere bostanı" alıp nostalji yaparlar.)
  Bire beş veren tarlanı, 10 versin 20 versin gazlamalarıyla, ilaçlar ,kimyasal gübreler ile doldurmadın mı? Yaşayan eko sistemi bozup açgözlülükle hep daha fazlasını istemedin mi? Ziraat mühendislerinin laflarını kulak arkası yapıp zehir satıcılarına kanmadın mı? Geçen sene ne para ettiyse o sene hep beraber onu ekmediniz mi?  Hadi herşeyden vazgeçtim seni senelerce kandıran siyasileri baş tacı yapmadın mı?
 Protesto yapacağım diye gazetecileri çağırıp kafandan aşağı süt dökersin, 2011 seçimlerinde imamın gazlamasıyla gider akp ye oy verirsin. Sütten çıkmış ak çiftçi seniiii!

22 Aralık 2010 Çarşamba

Barış Manço

Uzun zamandır Barış Abiyi dinlemiyordum. Bu akşam bir plağını pikaba koyup dinlemeye başladım. "Ne ola yar ola" isimli bir şarkısı var, insanı nasıl dinlendiriyor.Bilmeyenler için buyrun "Ne ola yar ola"  Yaş ilerledikçe daha dingin müziklere mi meylediyoruz ne?
Barış abinin değişik parçaları da vardır. Pek kimse bilmez. Mesela  "Rezil dede" Bu şarkı, müzik tarihimizde kendine sansür uygulayan tek şarkıdır. Keyifle dinlemenizi umarım. Bu vesile ile sevgili barış abiyi rahmetle anıyorum.

21 Aralık 2010 Salı

Kadınlar

Bugün bu fotoğrafı internette gezerken gördüm. Tam da günümüz Türkiye'sinin bir panoraması gibi. Hiç bir derdimiz yokmuş gibi 2-3 tane olaya takılıp duruyoruz, milletçe uyutuluyoruz. Birinci derdimiz türban, çarşaf, kapanma. Kim neresinden uyduruyorsa kadınlar böyle daha namuslu oluyorlar. İkinci derdimiz renklerin çağrıştırdığı gibi kürtçülük. Yüzyıllardır aynı topraklarda, yoğrula karışa hamur gibi olmuş bir toplumun huzurunu bozma oyunları. Artık kimse 3 kuşak belki de 2 kuşak öncesini bilmezken, birdenbire bir kimliğe ait olma çabaları. Dedenizin kim olduğunu biliyor musunuz? Ya onun dedesinin? Ne kadar önemliymiş kimlik. İnsan olma duygusundan uzak bir aidiyet duygusu. 
Langırt oyunundaki oyuncular gibiyiz. Sınıflandırmışlar bizi istedikleri gibi oynuyorlar. Kazık sokmuşlar her tarafımızdan kıpırdayamıyoruz. Onlar bizi oynatıyor biz golleri birbirimize atıyoruz.

17 Aralık 2010 Cuma

Haftanın Şarkısı "Hoca Desidero"

Bu yazıyı Hıbır dergisinin bir sayfasından kesip saklamışım. Tarih olarak hiçbir kayıt yok. O.ŞAHAN imzalı. O yıllarda çok moda olan MFÖ grubunun "Ali Desidero" şarkısına gönderme yapılmış. Şarkıyı eklemeye çalışacağım. Şarkıyla beraber söyleyiniz.Ali Desidero şarkısı
Üst başlıkta şöyle yazıyor; Bu şarkı son yıllarda gençlere çengel atıp maddi ve manevi yönden sömüren sözde " Gerçek müslüman,ilim adamı,milliyetçi,mehdi ve Atatürkçü" " Malum hoca"lara adanmıştır.

Arkadaşları "hoca derler", hoca oturur bizim camide
Takmış kafayı bir liseliye, nefaset bir şey çember sakallı 
Bizim hoca cenaze yıkar, kokteyl verir, hutbe okur
Dedik ya kafayı takmış çocuğa, bundan haberi yok onun ama
Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo
Liseli çok güzel, latif, şirin, hem tesbih kurdu, hem bir ahu..
Musa mı desem, Ebu cehil mi? Eli yüzü düzgün bir içim zemzem..
Bir kusuru var yalnız liselinin, biraz "Alevi" takılmakta
Hafız hem de, güzel sesli, mevlütlere de katılmakta
Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo
Namazda dersen zehir gibi, oruç desen sallanmakta...
Bazen teraviye de geliyor, bazen "cenabet" dolaşıyor
Değişik bir iman anlayışı, ondan iyisi Şam'da kayısı
Kayısı, kayısı, kayısı 
Bizim hoca camide aynen...Liseli çıkıp ezan okurken
Gözüne kestirip nefsine takıyor, bu benim diyor "Dokunanı yakarım"
Ne yapmalı ne etmeli, bir oyunbazlık, bir şeytanlık (tövbe !)

Bu beraberlik nasıl olacak, ikisi de ayrı telden çalıyor.
Müslümanca mı yaklaşmalı,tarikatıyla mı tanışmalı
Müslümanca mı yaklaşmalı,tarikatıyla mı tanışmalı
Hoca camide oturup duruyor, liselinin geçmesini bekliyor
Mürid efendi görününce köşeden, ezan başlıyor aynen camiden
Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo
Liseli ezanı duyar duymaz, bir an kendinden geçiyor
İkindiyi ha kıldı ha kılacak derken...
Hoca liselinin elinden tutuyor, hoca oğlana bir "Cat Stevans" çekiyor
Camidekiler"Allah Allah" diyor.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah
Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo
Çocuk "haşa" diyor başım döndü, ezan sesi yakar gönlümü
"Estafurullah" diyor hoca, gelebilir her müminin başına
Eşlik edeyim size isterseniz, seccade vereyim icabında
Ay nasıl olur, ben sizi hiç tanımıyorum amma
Hem hacı hoca ne der sonra, "Şükran" kılarım tek başıma...
Olur mu ne önemi var diyor hoca, "Eda edelim" işte başımın tacı
Hem sizinle de nurlanmış oluruz, hem geliştiririz ahiret inancı
Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo 

"Ne taze beyin" diyor içinden.. Hem hevesli hem körpe yani
Bir imtihan çekeyim şuna diyor, inançlı mı yoksa bir kafir mi?
Çocuk diyor "Aliyi sever misiniz"? Hoca diyor biz hep "Muhammed'ciyiz"
"Kerbela" diyor "Alevi"? "Müslüman biziz" diyor bizim ki
Kıldığımız namazdan belli
Hoca desidero, hoca desidero, Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo
Çocuk anlıyor ki "mezhepler" ayrı, hocaya kibarca bir bay bay...
Hoca diyor, hay hay, gözü parlıyor aniden "civcivin"
"Peygamber sakalı" var bu çocuğun...
Hoca anlıyor ki doğru yolda, "Hazırım" diyor buluşmaya...
Çocuk diyor ki "Bu ilişki narin, bugün olmaz hoca belki yarın"...
Hoca desidero,hocaaa hoca desiderooo 















15 Aralık 2010 Çarşamba

Açmazsan açtırırlar gülüüüm.

Aç diye ısrar ettiler. Açmak istemedim. Daha önce de açmıştım, başıma gelmeyen kalmadı. Bu yaştan  sonra açayımda  ele güne rezil mi olayım dedim. Kara talih yakamı bırakmadı bir kaza sonucu açtım. Buyrun kabak gibi ortada:))
Takip ettiğim bloglara yorum yazmak adetim değildir sessizce okur hayalet gibi gezerim. Dayanamayıp yorum yazsam bile alt tarafta ki adsız butonuna tıklayıp ismimi yazardım olur biterdi. Amma velakin sevgili Zennube'nin bloğuna bir yorum yazdım ve alt tarafa tıkladım. o da ne? adsız bölümünü kaldırmış. "Google hesabınla gir" dedi sayfa bana ben de "girerim ülen nooolcek" dedim. Anaaaa bir baktım google hesabımı kullanarak bir blog oluşturmuşum. 3 gün bloğun boş sayfası bana, ben ona baktıktan sonra "açılmış açılmıştır" dedim. İşte bu açılış o açılış.Sıkılıp da silene kadar hayırlı olsun.
Aç aç diye ısrar eden sevgili coffeé'de bloğuna bakmaz oldu. Tembellik bulaşıcı mı ne?